Amerika Birleşik Devletleri Dış İşleri Bakanı Antony Blinken’in 6 Ocak’ta ilk ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirerek; Orta Doğu turu kapsamında görüşmeler yapmasını değerlendiren Siyaset Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ali Semin, “Blinken’ın Arap ülkelerine yaptığı ziyaretin ana teması Gazze’deki çatışmaların bölgesel bağlamda olası bir savaşa dönüşmemesi için girişimler olduğu şeklinde değerlendirilebilir. Çünkü Gazze çatışmasının Orta Doğu’nun tamamına sıçraması ve bölgesel bir savaşa dönüşmesi ne ABD’nin ne de batılı ülkelerin çıkarlarına gelir. Kısa vadede Gazze savaşının tüm bölgeye sıçraması uzak bir ihtimal olarak görülse de; orta vadede başta Lübnan, Suriye ve Yemen olmak üzere potansiyel bir Orta Doğu savaşlarına dönüşmesi kuvvetlidir. Gazze’de kalıcı bir ateşkesin anahtarının Washington’da olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda İsrail’e karşı ciddi baskı kurulması şarttır” dedi.
Gazze’deki gelişmeler bağlamında değerlendirildiğinde Blinken’ın Orta Doğu ziyaretlerinin kalıcı bir ateşkes için bir girişim olmadığını ve Amerika’nın Orta Doğu’daki çıkarlarını korumak amaçlı olduğunun söylenebileceğini belirten Semin, “Gazze’de kalıcı bir ateşkesin anahtarının Washington’da olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda İsrail’e karşı ciddi baskı kurulması şarttır. Aksi takdirde kısa vadede Gazze savaşının tüm bölgeye sıçraması uzak bir ihtimal olarak görülse de orta vadede başta Lübnan, Suriye ve Yemen olmak üzere potansiyel bir Orta Doğu savaşlarına dönüşmesi kuvvetlidir” diye konuştu.
7 Ekim çatışmalarının bölgesel bir topyekün çatışmalara yol açacak sinyalleri verdiğini ve uluslararası sistemi de değiştirip şekillendirecek potansiyel güçler dengesini değiştirmesinin beklendiğini belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi (İİSBF) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Öğretim Üyesi Dr. Ali Semin, “İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği şiddetli saldırılara rağmen ne Arap ne de İslam ülkelerinden kınama dışında herhangi bir somut adım atılamaması Netanyahu hükümetinin savaşı uzatmasına adeta teşvik etti. Günümüz itibarıyla 7 Ekim’den bugüne kadar İsrail tarafından Gazze’de düzenlenen hava, kara ve denizden aralıksız saldırılarda 10 bini çocuk, 7 bini kadın olmak üzere 23 bin 84 Filistinli hayatını kaybetti” ifadelerini kullandı.
Blinken’ın Türkiye ziyaretinin temel sebebinin İsveç’in NATO üyeliği ve F-16 meselelerinin yanı sıra Ankara’nın Suriye-Irak’taki terörle mücadelesi olduğunun bilindiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Semin, “Blinken’ın Arap ülkelerine yaptığı ziyaretin ana teması Gazze’deki çatışmaların bölgesel bağlamda olası bir savaşa dönüşmemesi için girişimler olduğu şeklinde değerlendirilebilir. Çünkü Gazze çatışmasının Orta Doğu’nun tamamına sıçraması ve bölgesel bir savaşa dönüşmesi ne ABD’nin ne de batılı ülkelerin çıkarlarına gelir. Bu açıdan bakıldığında ABD, hem dış politikada hem de bölgesel ve küresel anlamda İsrail’e sınırsız desteğinin yalnızca Gazze’deki çatışmayla sınırlı kalmayacağının farkına varmış gibi görünüyor. Bu nedenle Blinken’ın Orta Doğu turu, Filistin’de yaşanmakta olan çatışmayı önlemenin yolunun iki devletli çözümden geçtiğini ifade ediyor. Blinken’ın iki devletli çözüm arayışının nasıl olacağı yönünde herhangi bir plan sunmaması oldukça düşündürücü diyebiliriz. Bu hususa dikkat çekmek gerekir ki, İsrail artık iki devletli çözümü kabul etmeyeceğini ve Filistin topraklarındaki işgal planını sürdürmek istediğini söylemek mümkündür” dedi.